load
header top
Header center logo
icon

İletişime geçin

0 555 800 05 28

Yeni Mezun İstihdamı

Yazar: İrfan Keskin

Abi Ben Nasıl Tecrübe Kazanacağım…
-  IK uzmanı :Tecrüben var mı?
-  İş Arayan Genç:Yok abi,
-  IK uzmanı :Ama biz tecrübesi olanı alacağız,
-  İş Arayan Genç:Herkes iş tecrübesi arıyor,
-  IK uzmanı :Evet, ama tecrübeniz olmadığı için sizi işe alamayız,
-  İş Arayan Genç:Ama abi herkes benden tecrübe istiyor, peki ben bu tecrübeyi nereden kazanacağım.

Benzer bir diyaloğu yaşamışız yada şahit olmuşuzdur?  Aynı şekilde geçenlerde bir mülakatta genç bir kardeşimizin, siz bizleri işe almazsanız biz tecrübeyi nereden kazanacağız?  sorusuna muhatap olmuştum. Genç kardeşimin haykırışı beni bu yazıyı yazmama vesile oldu. Gençlerimizin derdine derman olamasamda farkındalık oluşturmak için kaleme aldım bu satırları.

Gerek dünyada, gerekse ülkemizde ekonomik yaşamın modernleşmeye başlaması sonucu üretim ve hizmet sektörünün payının artması,  deneyimsiz çalışanlardan çok, “uzman”lara ihtiyaç duyan daha profesyonel bir iş yönetimi anlayışının etken olmasına yol açmıştır. Bu anlayış, öncelikle serbest piyasa rekabet kurallarına göre faaliyet gösteren özel sektörde önemini arttırırken, zamanla kamu sektöründe de kendini göstermeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak özel sektör, minimum maliyetle maksimum yararı sağlamak, kamu sektörü ise görevlerini daha etkin ve problemsiz yerine getirmek adına, seçerek ve sınavla konularında uzman personel istihdam etmeye yöneltmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak üniversiteden yeni mezun gençler, iş yaşamlarına işsizler ordusunun bir neferi olarak başlama tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Yeni mezunların istihdamı konusu, gençlerin bağımsızlıklarının gelişimi, kendilerine saygıları, sosyo-ekonomik ve politik davranışlarının pozitif yönde gelişmesi bakımından oldukça önemlidir. Bu nedenle, yeni mezunların istihdam edil(e)memesi, gerek bu gençlerin kendilerinde gerekse ailelerinde umutsuzluğa ve gelecek kaygısına yol açacaktır. Diğer yandan milli güç, ülke hedefleri, devlete güven, adalet, eşitlik vb. toplumsal değerlerin törpülenmesine sebebiyet verecektir. Netice itibariyle hem kişisel hem de toplumsal anlamda ciddi problemlere potansiyel altlık oluşturacaktır.

Yeni mezunların istihdamı (daha doğrusu istihdam edilememesi) olarak ifade edilen bu problem, aslında kısır bir döngü niteliğindedir. Zira iş sektörü “uzman” talep ederken, yeni mezunların nasıl uzman olacağı sorusu açıkta kalmaktadır. Bu problemin çözümü için hem devlet hemde özel sektör elini taşın altına koymalı ve “uzman” yetiştirmek için kendisine düşen görevi yapmalıdır.

Bu görevi yerine getirirken tıpkı ahilik geleneğinde ve kültürümüzde olduğu gibi usta çırak ilişkisi içerisinde yürütülmesi gerekmektedir. Yapılacak değerlendirmelerle ilerlemenin raporlanması ve izlenebilir olması sağlanmalıdır. Bu süreçte, kendi uzmanlık alanının yanında rapor hazırlama, mail yazma, kendisini ifade eteme, süreç yönetimi, ast, üst ilişkileri gibi konularda yetkin hale getirilmelidir.

Dünyadaki ve Türkiye’deki işsizlik oranları incelendiğinde, hemen hemen her dönemde gençlerdeki işsizlik oranın toplam işsizlik oranına göre yaklaşık iki kat olduğu görülür. Yeni mezunların istihdamı konusunda, Türkiye’deki durumu incelersek, son dönemlerde ve özellikle kamu sektörü önderliğinde çıkartılan yasal düzenlemelerle önemli adımların atıldığını görmekteyiz.

Örneğin, yeni mezunların istihdam edilmesi halinde bir yıl boyunca çalışan kişi ücretinin ilk yıl net asgari ücretin %50’si, ikinci yıl %25’i kadar miktarının devlet tarafından ödenmesi düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme ile, “iş gücü piyasasına girişlerini kolaylaştırmak ve mesleki tecrübe eksikliklerini gidermek, aynı zamanda işverenlerimizin de aradıkları nitelikli insan kaynağını bulma ve tanıma imkanı sağlanmak” hedeflenmektedir. (Kaynak: 1). Ayrıca, kendi işini kurmak isteyenlere de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destek İdaresi Başkanlığınca (KOSGEB) destek verilmektedir (Kaynak:2). 

Avrupa ülkeleri incelendiğinde, 2013 yılı ortası itibariyle 24 yaş ve altında işsizlik oranının %24 olduğu, bu yaş grubunda çalışanların %42’sinin ise geçici işçi niteliğinde istihdam edildiği görülmektedir. Yeni mezunların istihdam edilmesine yönelik önlemler kapsamında, İspanya’da sosyal güvenlik primleri 4 yıl boyunca devlet tarafından ödenirken, Fransa’da 300’den daha az işçisi olan firmalara 25 yaş altı ve 57 yaş üstü her çalışan için yıllık 2000 Avro devlet desteği verilmekte, İtalya’da 10 ve daha fazla işçisi olan firmalara en az 3 yıl süreli sözleşmeli her bir genç çalışan için yıllık toplamda 12.000 Avro devlet desteği ödenmektedir. (Kaynak:3). 

Ülkemiz yeni mezun istihdam yapısı incelendiğinde söz konusu yasal düzenlemenin, zorlayıcı olmaması ve belli sayıda yeni mezunu kapsaması yetersiz kaldığı görülmektedir. 

Bu yüzden tüm yeni mezun gençlerimizi kapsayacak ve tecrübe edinip sektöre hazır bireylerin yetişmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Özellikle 15 Temmuz sürecini göz önüne aldığımızda değişimin ötesinde, özümüze dönüşümüzün gücü ve mazlum coğrafyanın umudu olan “YENİ TÜRKİYE” modelinin yegane yolu yetişmiş “İNSAN KAYNAĞI” dır.

    Kaynaklar:

  1. http://www.kamupersoneli.net/ekonomi/yeni-mezunlarin-ucretinin-yarisini-devlet-odeyecek-h21187.html
  2. http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1359377-280-bin-yeni-mezun-maasina-702-lira-destek
  3. https://www.eurofound.europa.eu/observatories/emcc/comparative-information/young-people-and-temporary-employment-in-europe